Washington’da imzalanan tarihi barış anlaşması, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında doğrudan kara bağlantısını yeniden kurarken, Orta Asya’dan Akdeniz’e uzanan stratejik hattın önünü açıyor.
Azerbaycan Milletvekili Hikmet Babaoğlu’na göre bu gelişme, “Türk dünyasının Akdeniz’deki kalesi konumundaki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” açısından da ekonomik ve kültürel etkileşimde tarihi bir dönüm noktası.

ABD’nin başkenti Washington’da gerçekleştirilen ve “tarihi” olarak nitelendirilen zirvede Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde barış deklarasyonuna imza attı. Anlaşma, Güney Kafkasya’da on yıllardır süren çatışma dönemini kapatırken; Azerbaycan’ı Nahçıvan üzerinden Türkiye’ye ve oradan da Akdeniz’e bağlayacak Zengezur Koridorunun hayata geçirilmesini öngörüyor.
- Washington’da imzalanan tarihi barış anlaşması, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında doğrudan kara bağlantısını yeniden kurarken, Orta Asya’dan Akdeniz’e uzanan stratejik hattın önünü açıyor.
- Azerbaycan Milletvekili Hikmet Babaoğlu’na göre bu gelişme, “Türk dünyasının Akdeniz’deki kalesi konumundaki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” açısından da ekonomik ve kültürel etkileşimde tarihi bir dönüm noktası.
- “Zengezur Koridoru, Türk Dünyasının Koparılan Bağını Yeniden Kuruyor”

ABD’ye 99 yıllığına işletme hakkı verilen koridor, Türk dünyası ile Orta Asya’dan Akdeniz’e uzanan yeni bir jeopolitik hat kurma potansiyeli taşıyor. Kıbrıs Raporu olarak, sürecin önemini ve olası etkilerini Azerbaycan-KKTC Parlamentolararası Dostluk Grubu Üyesi, Yeni Azerbaycan Partisi Milletvekili Hikmet Babaoğlu ile konuştuk.

“Zengezur Koridoru, Türk Dünyasının Koparılan Bağını Yeniden Kuruyor”
– Sayın Babaoğlu, Washington’da imzalanan bu tarihi barış anlaşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Güney Kafkasya, dünya siyasetinde stratejik açıdan en kritik bölgelerden biridir. Zengezur Koridoru’nun önemi de burada ortaya çıkıyor. Bu koridor, tarihte Rus Çarlığı döneminde bilinçli olarak yaratılan bir jeopolitik kopukluğun sonucudur. Ermenistan’a verilen Zengezur bölgesi, Türk dünyası ile Anadolu arasındaki kara bağlantısını kesmek için tasarlanmıştı.
2020’de Azerbaycan’ın elde ettiği zaferden sonra, bu bağlantıyı yeniden kurmak için yoğun bir siyasi ve diplomatik mücadele yürüttük. ABD’de imzalanan anlaşma, bu çabaların zirvesidir.
Bu gelişme yalnızca Azerbaycan ve Türkiye için değil, Türk Devletleri Teşkilatı için de stratejik bir adımdır. Türk dünyasının Akdeniz’deki kalesi konumundaki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti açısından da büyük önem taşımaktadır. Koridor açıldığında, Orta Asya’dan gelen yükler Akdeniz’e, oradan da Kuzey Kıbrıs’a kadar ulaşabilecektir. Bu, hem ekonomik hem de kültürel etkileşim açısından tarihi bir kazanımdır.

“ABD’nin 99 Yıllık İşletme Hakkı Dengeleri Koruyor”
Koridorun işletme hakkının 99 yıllığına ABD’ye verilmesi, bazı çevrelerde hassasiyet yaratıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Zengezur Koridoru hukuken Ermenistan topraklarından geçeceği için, oradaki işletme hakkının devri Ermenistan ile mutabakat çerçevesinde gerçekleşti. Sonuçta bu hak doğrudan bir devlete değil, bir şirkete verilmiş durumda. ABD’nin işletici rolü, bölgedeki gerginlikleri azaltacak bir denge unsuru olabilir.
Eğer koridorun kontrolü doğrudan bölge ülkelerinden birine verilseydi, örneğin Rusya veya Türkiye’ye, bu diğer taraflarda güvenlik endişeleri ve yeni gerginlikler yaratabilirdi. Mevcut model, en optimal ve tarafsız çözüm olarak görülüyor.

“Anlaşmanın Sonuçları Türkiye ve Azerbaycan’ı da Güçlendirecek”
Anlaşma, Ermenistan’ın ekonomik olarak güçlenmesine, Türkiye ile sınır kapılarının açılmasına ve dünyaya daha kolay erişmesine olanak tanıyor. Bu durum, uzun vadede Türkiye veya Azerbaycan aleyhine bir tablo yaratabilir mi?
Anlaşmanın maddeleri arasında tarafların birbirine karşı silahlanmama ve savaş açmama taahhüdü bulunuyor. Elbette Ermenistan söz konusu olduğunda bu tür riskler tamamen ortadan kalkmış sayılmaz. Ancak sınırların açılması, Azerbaycan ve Türkiye’ye de ciddi ekonomik ve stratejik avantajlar sağlayacaktır.
Ermenistan’ın bölgesel ticarete entegre olması, bölgede istikrarın artması anlamına gelir. Bu da uzun vadede Türk dünyası lehine bir gelişmedir.


