Doğu Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sözen, Kıbrıs Sorunu ve Doğu Akdeniz jeopolitiğine ilişkin mevcut durumu Kıbrıs Raporu’na değerlendirdi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ‘İki Devletli Çözüm’ politikasının önündeki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına işaret eden Sözen’e göre, Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüm eskiye kıyasla artık daha zor.
Buna rağmen, Ukrayna savaşının Doğu Akdeniz’de yeni fırsatlar yarattığı savunan Sözen, İsrail-Lübnan anlaşmasının Kıbrıs için bir fırsat olabileceğine dikkat çekti.
İki Devletli Çözümün Önündeki En Büyük Engel: BM Kararları
Ada’da zaten uzun zamandır de facto (fiili) olarak iki devlet var. 2017 yılının Temmuz ayında Crans Montana’da gerçekleştirilen Kıbrıs Konferansı’nın çöküşünün ardından özellikle 2020’den sonra belirginleşen ‘İki Devletli Çözüm’ politikasının hayat bulması uluslararası hukukun önemli bazı prensiplerinden dolayı çok mümkün görünmüyor.
Bu prensiplerden biri Birleşmiş Milletler’in (BM) en önemli ilkelerinden biri olan ülkelerin toprak bütünlüğü ilkesidir. Zaten 1983’te KKTC kurulduktan sonra çıkan Güvenlik Konseyi kararlarında da buna atıfta bulunuluyor. Tarafların imzaladığı Garanti Anlaşmaları gibi uluslararası anlaşmaların aslında ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü koruduğu vesilesiyle Kıbrıs’ta başka bir devletin tanınmaması noktasında BM’nin aldığı kararlar var.
Kıbrıs Rum Tarafı Bıkkınlık Yarattı
Her ne kadar ‘İki Devletli Çözüm’ politikasına katılmasam da Türk tarafının neden bu pozisyonu aldığını anlayabiliyorum. Bunun bir nedeni Kıbrıs Rum liderliğinin uzun süredir Kıbrıs Müzakerelerindeki uzlaşmaz tutumudur. Annan Planı’ndan Crans Montana’ya uzanan süreçte, Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafı ile güç paylaşımına dayalı bir Federal çözüme hazır olmaması ve masayı hep terk eden taraf olması yılgınlık ve bıkkınlık yaratmıştır. Diğer bir nedeni ise küresel ve bölgesel düzlemde değişen güç dengeleridir. Bu değişim Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’i de etkilemektedir. Türkiye ve bölge ülkelerinin bir kısmı kendi egemenlik ve etki alanlarını perçinlemek için bu değişimi kendi lehine dönüştürmeye çalışmaktadır. Kıbrıs, bu büyük satranç oyunun sadece küçük bir parçasıdır.
Kıbrıs’ta Kapsamlı Çözüm Artık Zor
Kıbrıs’ta tarafların görünen bir gelecekte kapsamlı çözüm bir yana en küçük bir iş birliğini bile gerçekleştirme ihtimali eskiye nazar daha zor bir hal almıştır. Kıbrıs konusu daha geniş bölgesel politikaların küçük bir parçası haline gelmiş durumdadır.
Ukrayna Savaşı Doğu Akdeniz’de Yeni Fırsatlar Yarattı
Savaş karşıtı bir bilim insanı olarak bunu söylemekten üzüntü duyuyorum ancak Ukrayna savaşı başka bölgeler için enerji ve gıda krizi gibi konularda yeni fırsat pencereleri açmıştır.
Örneğin birbirini tanımayan ve birbiriyle savaş halinde olan iki ülke İsrail ve Lübnan bile ABD arabuluculuğunda Deniz Yetki Alanlarını sınırlandırma anlaşması imzaladılar. Acaba önümüzdeki dönemde bu durum Kıbrıs için de bir fırsat yaratır mı? Ben yaratabileceğini düşünüyorum.
Ancak önümüzdeki altı yedi ay içinde böyle bir şey beklemiyorum. Zira seçimler dönemine girdik. Güney Kıbrıs’ta Şubat ayında Başkanlık seçimi var, Haziran’da Türkiye’de, Temmuz’da Yunanistan’da seçim var. Bu nedenle ilgili ülke hükümetleri karşılıklı tavizlere dayanan anlaşmalar imzalamayacaklardır. 2023 yazından sonra Doğu Akdeniz için bir fırsat penceresi açılabileceğini düşünüyorum.
Doğu Akdeniz’de Taraflar Gerginlik İstemiyor
Doğu Akdeniz’de hidrokarbon araştırmaları konusunda Türkiye’nin kendi kara suları ile çakışan bölgelerde Güney Kıbrıs ile yeni bir gerginliğin çıkabileceğini de düşünmüyorum. Kıbrıs Rum tarafı çakışan bölgelerde arama yapmamak için uğraşıyor. Uluslararası şirketler de bu bölgelerden uzak duruyor.
Kıbrıs’ta Çözüm Rus Kaynaklarına Alternatif Yaratır
Türkiye ile Rusya arasında gelişmekte olan ikili ilişkilerin Kıbrıs’a çok ciddi bir yansıması olacağını düşünmüyorum. Kıbrıs’ta iki tarafın güç paylaşımına dayalı bir çözüme ulaşılmasının da Rusya’nın pek işine gelmeyecektir. Tam tersine Rusların son yıllarda Kıbrıs’ta daha çok oyun bozucu politikalar izlemektedir.
Kıbrıs’ta bir çözüm, Doğu Akdeniz’deki birçok sorunun çözümünün de pozitif yönde etkilenmesi demektir. Türk-Yunan ilişkileri, Ege konusu, Türkiye ile ‘Birleşik Kıbrıs’ arasındaki deniz yetki alanı gibi birçok konuyu olumlu yönde etkileyecektir. Bu durum Doğu Akdeniz’deki kaynakların daha rahat kullanımını gündeme getirecektir. Bu kaynaklarlar Rus kaynaklarına bir alternatiftir ve bu yüzden Rusya buna sıcak bakmamaktadır.