Şairoğlu: Zengezur Koridoru, KKTC’yi Türk Dünyasıyla Birleştirecek

Ahmet Şairoğlu
Ahmet Şairoğlu Görüntülemeler
14 dk okuma süresi

Siyaset Bilimci Dr. Ahmet Şairoğlu, küresel ekonominin gidişatını doğrudan etkileyebilecek öneme sahip Zengezur Koridoru’nun, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Türk Dünyası ile birleştireceğine dikkat çekti.

Siyaset Bilimci, Uluslararası İlişkiler Uzmanı, Dr. Ahmet Şairoğlu, Azerbaycan ve Nahçıvan’ı, Ermenistan üzerinden birleştirecek, aynı zamanda Çin’den Orta Asya, Hazar Denizi, Kafkasya ve Türkiye’ye uzanan Orta Koridor’un da güzergahlarından biri olacak Zengezur Koridoru’nu Kıbrıs Raporu için kaleme aldı. Şairoğlu, küresel ekonominin gidişatını doğrudan etkileyebilecek öneme sahip Zengezur Koridoru’nun açılması ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de Türk Dünyası ile birleşeceğine dikkat çekiyor.

Dr. Ahmet Şairoğlu – Siyaset Bilimci, Uluslararası İlişkiler Uzmanı

Geçtiğimiz hafta Türkiye`nin eski Başbakanı Binali Yıldırım’ın bir sözü dikkatimi çekti. Sayın Yıldırım, Zengezur koridorunun açılmasının Çin’den Avrupa’ya uzanan ticaret yolu olan Orta Koridor’da ulaşım maliyetini daha da düşüreceğini ve hattın üçüncü ülkelere bağımlılığını azaltacağını söyledi. Mersin ve İskenderun limanları aracılığıyla Orta Koridor üzerinden geçen yolun Kuzey Kıbrıs’a bağlanması mümkündür. Bu adımın Kuzey Kıbrıs’a olduğu kadar Türk devletlerine de büyük faydası olacaktır.

Ad image

Nitekim Zengezur Koridoru bugün sadece Azerbaycan ve Türkiye’nin değil, tüm Türk Dünyasının milli çıkarlarına hizmet eden, küresel stratejik öneme sahip bir projedir. Çin’den başlayarak Avrupa’ya uzanan “Tek Kuşak Tek Yol” projesi Zengezur Koridoru’ndan geçerse bundan sadece Türk dünyası değil, tüm dünya ekonomisi faydalanacak.

Ama Zengezur koridoruna karşı engeller var ve açıkça siyasi irade gösteren ülkeler var. Bunlardan biri İran İslam Cumhuriyeti’dir. Peki İran’ın Zengezur Koridoru fikrini reddetmesinin nedenleri nelerdir?

İran yıllardır abluka altında. ABD, Avrupa ve İsrail’in uyguladığı yaptırımlar İran ekonomisini ciddi şekilde etkiliyor. Bugün Tahran’ın dünyaya erişimi hem de Ermenistan üzerinden sağlanmaktadır. Öte yandan İran-Ermenistan yıllardır yakın işbirliği içerisinde bulunuyor. 1990. yılların Birinci Karabağ savaşında İran sürekli olarak Ermenilere destek vermişti. Bunun nedenlerinden biri İran’da 40 milyon Azerbaycan Türkünün yaşıyor olmasıdır. Çünkü Tahran rejimi 40 milyon Azerbaycanlıyı ulusal tehdit olarak görüyor. Bu nedenle Azerbaycan’ın bölgedeki başarısını ve hareketliliğini kendisi için bir tehdit olarak görüyor. Azerbaycan’ın Türkiye ve İsrail ile yakın ilişkileri İran için ek bir tehdit gibi görünüyor. Bu bakımdan 44 gün süren İkinci Karabağ savaşının ardından Zengezur Koridoru’nun açılması fikri İran tarafından kesinlikle kabul edilmiyor. Çünkü Zengezur Koridoru’nun açılırsa İran’ın bölgedeki siyasi ve ekonomik önemi azalacaktır. Çin’den Orta Asya ile başlayıp Hazar Denizi üzerinden Azerbaycan’a, ardından Zengezur Koridoru üzerinden Türkiye’ye, oradan da Avrupa’ya uzanan küresel bir proje hayata geçirilecek. Bu durumda İran tüm küresel projelerin dışında kalıyor.

Ad image
Orta Koridor Projesi. Görsel: T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı

Öte yandan İran rejimi, Ermenistan’ın zayıf durumunun farkında ve gelecekte Azerbaycan ve Türkiye’nin askeri operasyon veya mali destek karşılığında Zangezur koridorunu ilhak edileceğinden korkuyor. Bunun sonucunda İran ile Ermenistan arasındaki devlet sınırı tamamen ortadan kalkacak. Bu İran’ın devlet olarak çıkarlarına aykırıdır. Bu nedenle Tahran rejimi endişeli görünüyor ve bölgede sınır değişikliğine hiçbir koşulda izin vermeyeceğini açıklıyor.

İran cumhurbaşkanı koridoru reddederken bölgenin siyasi coğrafyasının değiştirilmesine izin vermeyeceğini söylüyor. ‏Bu ne anlama gelir? Bu, İran’ın bölgenin siyasi coğrafyasının değişmesine sert tepki vereceği anlamına geliyor. İran ordusu savaşa hazırdır ve her an müdahale edebilir. İran ordusunun Azerbaycan topraklarına gireceğini düşünmüyorum. Ama Zengezur’a girecek olan Azerbaycan veya Türk ordusu sadece Ermenistan ordusunu değil, İran ordusunu da karşısında görebilir. Ayrıca sadece İran ordusu değil, Ermenistan’ı destekleyen diğer ülkelerin orduları da Zengezur’da Azerbaycan’a karşı savaşabilir.

Olayların nasıl ilerleyeceğine bağlı olarak Ermenistan, Azerbaycan veya İran topraklarında askeri operasyonlar devam edebilir. Burada Azerbaycan sahada yalnız olmayacak. İlk saatlerde Türk ve Pakistan Orduları savaş alanında olacak. Sonrasında Azerbaycan’ı destekleyen ve İran’a karşı cepheyi genişletmek isteyen ABD, İsrail ve diğer Batılı ordular da bölgede askeri varlığını başlatabilir. Bu bölgesel, hatta dünya savaşı demektir. Zengezur ile başlayan savaş, uluslararası koalisyonun İran’a yönelik askeri operasyonlarının önünü açabilir.

Ad image

Tahran’ın Azerbaycan’a yönelik korkularının artmasının nedeninin İsrail ile Azerbaycan’ın yakınlaşması olduğunu söyleyenler var. Ama tek neden bu değil. İran’ın Azerbaycan’a dair şüpheleri ve korkuları var ve bu politika yıllardır devam ediyor. Öncelikle İran’da yaşayan 40 milyon Azerbaycan Türkü meselesi var. Bu İran için ciddi bir faktör. 40 milyon insanın ulusal hakları tanınmıyor; bugün İran’da Azerbaycan dilinde ortaokul, üniversite, gazete ve dergi yok. Azerbaycan Türklerinin zaman zaman protesto eylemleri gerçekleştirmesi İran içinde ciddi kaygılara neden olmakta, İran’ı bölmek isteyen dış güçlerin gelecek planlarında Azerbaycan Türklerini takip etme ve onların Tahran rejimine karşı çıkma faktörü de yer almaktadır. Orada yaşayan 40 milyon Türk, İran’da yaşayan diğer halklardan çok daha ciddi ve güçlü bir güçtür.

İsrail-Azerbaycan ilişkileri sadece bir bahane. Çünkü bu ilişkiler Tahran’a tehdit oluşturmuyor. Ayrıca Azerbaycan’ın İsrail’le ilişkileri İran’a ya da herhangi bir üçüncü ülkeye karşı değildir. Bugün İsrail-Türkiye ilişkileri istenilen düzeyde değil. Ancak Türkiye, Azerbaycan’ın İsrail’le yakın ilişkileri konusunda hiçbir zaman endişesini dile getirmedi. Çünkü Türkiye ile Azerbaycan kardeş ülkelerdir ve taraflar arasında güven vardır. Ama İran-Azerbaycan ilişkilerini böyle düşünmek mümkün değil. Çünkü İran, Azerbaycan’ı her zaman tehlike kaynağı olarak görmüştür. Genel olarak Tahran rejimi, yanında olmayan tüm ülkeleri kendisi için gerçek bir tehdit olarak görüyor.

Sorun İran’dadır ve Tahran rejiminden kaynaklanmaktadır. İran bölgede büyük bir güç gibi davranıyor ve herkesin buna uymasını istiyor. Ama gerçek farklıdır. Azerbaycan küçük bir ülke olmasına rağmen uluslararası alanda gücü ve dostları çoktur. İran da bunu dikkate almalı bence.

Zengezur Koridoru Yol Çalışmaları. Fotoğraf: Azerbaycan Devlet Otoyollar Dairesi 

Zengezur koridoru konusunda önemli ülkelerden biri de Türkiye`dir. Ankara ile Tahran arasında bu konudaki anlaşmazlığın askeri çatışmaya dönüşmesi riski çok az ama yine risk var. Türkiye bugün Güney Kafkasya’da önemli bir faktördür. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Azerbaycan ve Türkiye tek millet, iki devlettir. Bu ilişkilerin benzerini dünyada bulmak çok zordur. 44 gün süren İkinci Karabağ savaşının ardından Türkiye-Azerbaycan ilişkileri tek devlet olarak devam ediyor. Bugün Azerbaycan’ın attığı tüm adımlar Türkiye tarafından desteklenmektedir. Bu açıdan bakıldığında Zengezur koridoru aynı zamanda Türkiye’nin ulusal çıkarlarına da uygundur. Çünkü bu koridor, Azerbaycan’ın ana toprakları ile Türkiye arasında kara yolu sağlayacak. Bu koridorun bir diğer adı da Türk Kapısıdır. Çünkü Zengezur Koridoru aracılığıyla Orta Asya bölgesi de Türkiye’ye bağlanacak. Bu, Türk devletlerinin ekonomik, siyasi ve manevi birliğini daha da güçlendirecektir.

Türkiye ile İran’ın Zengezur koridoru konusunda karşı karşıya gelme ihtimali her zaman yüksek. Çünkü İran bu koridora karşı çıkıp Azerbaycan’a saldırırsa Türkiye’yi de karşısında görecektir. Geçtiğimiz hafta Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İranlı meslektaşlarına bu konuda net bir mesaj verdi. İran’da da bunu çok iyi anlıyorlar. Bu nedenle İran ordusunun Azerbaycan topraklarına saldıracağını düşünmüyorum. Ancak Zengezur’a girecek Azerbaycan ordusuna yönelik askeri operasyonlarda İran ordusu da yer alacak ve Tahran rejimi bunu “Ermenistan’ın toprak bütünlüğünü korumak” amacıyla yaptığını söyleyecek. Bunu şimdiden İranlı yetkililerden duyuyoruz.

Zengezur Koridoru KKTC’yi Türk dünyası ile birleştirecek! Mersin ve İskenderun limanları aracılığıyla “Orta Koridor” üzerinden geçen yolun Kuzey Kıbrıs’a bağlanması mümkündür. Bu adımın Kuzey Kıbrıs’a olduğu kadar Türk devletlerine de büyük faydası olacaktır.

Dr. Ahmet Şairoğlu
Siyaset Bilimci, Uluslararası İİişkiler Uzmanı

Zengezur Koridoru Türk Dünyasını Güçlendirecek

Türkiye ve Azerbaycan’ın Zengezur Koridorunu oluşturma ısrarında hem Türk dünyası birliği, hem de ekonomik çıkarlar var! Türk Dünyası düşüncesi her zaman var olmuştur ve günümüzde de varlığını sürdürmektedir. Yıllardır Türk devletlerinin bir araya gelerek tek güç olarak dünya arenasına çıkması yönünde ciddi adımlar atılmıştır. Bu konuda Türkiye’nin büyük katkısı ve rolü var. Bugün Türk Devletleri Teşkilatı çok ciddi bir güç olarak faaliyet göstermektedir. Türk devletleri arasında siyasi, diplomatik, ekonomik ve askeri alanlarda işbirliği geliştiriliyor. Elbette bazı sorunlar var ama onlar da zamanla çözülecek.

Zengezur Koridoru da Türk dünyasını güçlendirecek bir unsurdur. Bu aynı zamanda çok ciddi bir faktördür. Bunun öncelikle ekonomik faydaları olacaktır. Ama Türk Dünyası Birliği öncelikle manevi bir ihtiyaçtır. Dünyanın her yerinde benzer şekilde birlik ve ittifakları görüyoruz. Bugün Avrupa Birliği, Afrika Birliği, Arap Birliği varsa neden Türk Devletleri Birliği olmasın?! Buna Türk Dünyası, Türk Devletleri Teşkilatı ya da başka bir isim diyebiliriz. Önemli değil. Esas olan Türk devletlerinin bir arada olması, birlikte hareket etmesi, siyasi, ekonomik ve askeri alanda aynı güce sahip olmasıdır.

Zengezur Koridoru Yol Çalışmaları. Fotoğraf: Azerbaycan Devlet Otoyollar Dairesi 

Zengezur Koridoru Ermenistan-Azerbaycan sınırında son dönemde yaşanan askeri gerilimin nedenlerinden biri. Koridorun açılması 10 Kasım 2020 tarihli Rusya-Ermenistan-Azerbaycan üçlü anlaşması kapsamında kararlaştırıldı ve Ermenistan da bunu kabul etti. Bu anlaşmaya göre Azerbaycan tarafı, Ermenistan ile Karabağ arasındaki Laçın Koridoru’nu sağlıyorsa, Ermenistan tarafının da Azerbaycan`ın ana toprakları ve Nahçivan ile kara bağlantısını sağlaması gerekiyor. Ancak Ermenistan bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirmek istemiyor ve çeşitli bahaneler öne sürerek anlaşmadan çekilmek istiyor.

Ermeni tarafının hem diplomatik alanda hem de devlet sınırında yaptığı provokasyonlarda da bu görülüyor. Ne yazık ki son 3 yılda Ermenistan ile Azerbaycan arasında farklı zamanlarda barış görüşmeleri gerçekleşti, belli anlaşmalara varıldı. Ancak bugün Ermenistan provokasyon odaklı adımlarıyla her şeyi yok ediyor, durumu ağırlaştırmaya çalışıyor ve Azerbaycan’ın askeri mevzilerine saldırılar düzenliyor.

Rusya’nın Bu Koridordaki Konumu Önemli

Rusya bölgedeki mevcut durumun korunmasıyla ilgileniyor. Taraflar arasında kalıcı bir barışın sağlanması Moskova’nın çıkarına değildir. Çatışma ne kadar uzun sürerse Rusya’nın hem Azerbaycan’ı hem de Ermenistan’ı etkileme yeteneği o kadar etkili olacaktır. Rusya’nın Zengezur Koridoru’na ilişkin çok özel bir tutumu yok. Çünkü bu koridorun Moskova’ya hiçbir faydası yok. Tam tersine Azerbaycan ve Türkiye’nin bölgede güçlenmesine yol açacak bu koridor, Rusya’nın bölgedeki etkisinin azalmasına yol açacaktır. Ancak Rusya’nın önleyemediği bazı süreçler var. Bu nedenle en azından bir miktar çıkar elde etmeye çalışan Rusya, Rus ordusunun Zengezur koridorunu kontrol etmesini ve bu sayede bir miktar kar elde etmesini istiyor.

Bugün Rusya’nın konumu belirsizdir. Ermenistan ile Azerbaycan arasında kimi destekleyecekleri Moskova için bir öncelik değil. Rusya kimseyi desteklemiyor, sadece kendi çıkarları doğrultusunda adımlar atıyor. Bazen Azerbaycan lehine, bazen de Ermenistan lehine bir takım siyasi hamleler yapıyor. Rusya büyük düşünüyor ve uzun yıllar Güney Kafkasya’da söz sahibi olmak istiyor. Bugün Rusya’nın Karabağ’daki her hangi bir bölgelerde gözü yok. Moskova daha fazlasını istiyor, bu da bölgenin bir bütün olarak kontrolünü elinde tutma niyetinde olduğu anlamına geliyor. Ancak son yıllarda Ukrayna’da yaşanan savaştan bıkan Rusya’nın Güney Kafkasya’da uzun süre kalabileceğini düşünmüyorum. Bunu gören ABD ve İran, bölgedeki faaliyetlerini artırma niyetinde.

Bölgesel Bir Savaş Mümkün Mü?

Zengezur Koridoru sadece Azerbaycan ve Türkiye’nin gündeminde değil. Bu koridor daha da büyük güçlerin dikkatini çekmeyi başardı. Çünkü bu koridorun açılması küresel ekonominin gidişatını doğrudan etkileyecektir. Çin bu konuda ilginç bir taraf.

Zengezur Koridoru’nun açılmasından tüm tarafların memnun olması mümkün değil. Bu nedenle bazı çatışmaların yaşanması bekleniyor. Siyasi ve diplomatik alanda hâlâ çelişmeler görüyoruz. Diplomatik seçenekler tükenirse silahlar konuşmaya başlar.

Elbette bu savaşta sadece Ermenistan ve Azerbaycan savaşmayacak. Bugün Ermenistan’ın savaşacak gücü kalmamıştır zaten. Azerbaycan ordusu sadece Zengezur Koridorunu değil, Ermenistan’ın tamamını 1 haftada ele geçirebilir.

Burada bölgesel güçler de çatışmaya girecek. Önemli olan İran ordusunun bugün aktif olarak hazırlanmasıdır. İran’ın müdahalesi dünya güçlerinin bölgeye askeri müdahalede bulunmasının önünü açacaktır. Burada en çok zarar görecek taraf Ermenistan olacaktır. Çünkü aktif askeri operasyonlar Ermenistan Cumhuriyeti topraklarında gerçekleştirilecek. Ermenistan ikinci bir Ukrayna olabilir. Bugün Ukrayna’da yaşananlar, dünya güçlerinin çatışması Ermenistan’da da devam edebilir.

Ancak Rusya, İran ve Türkiye Zengezur koridoru konusunda anlaşabilirse bu sorun daha az kayıpla çözülebilir. Ancak burada da Ermeni yetkililerin tutumu sorun yaratabilir. Çünkü bugün Nikol Paşinyan siyasi iradesiyle ABD’ye bağlı birisi. Tek yol Nikol Paşinyan’ı iktidardan uzaklaştırmaktır. Ancak o zaman Türkiye-Rusya-İran anlaşması sonuç verebilir. Aksi halde çatışma kaçınılmazdır.

Yazıyı paylaş
Ahmet Şahidov, 31 Ağustos 1982’de Azerbaycan`ın Gakh bölgesinde doğdu. 1999-2003 yıllarında Bakü Slav Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Fakültesi’nden lisans, 2003-2005’te Bakü Slav Üniversitesi’nden yüksek lisans ve 2005-2008 yıllarında Bakü Slav Üniversitesi Doktora Bölümü’nde eğitimine devam etti. 2009 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına bağlı Yüksek Tasdik Komisyonu kararı ile Felsefe Doktoru (PhD on Philology) unvanını aldı. 2009-2014 yıllarında Rusya’nın Moskova kentinde Rusya Federasyonu Başkanı’na bağlı Kamu Yönetimi Akademisi Hukuk Fakültesi’nde Devlet Hukuku okudu. Yüksek öğrenim görmüş bir avukattır. 2011-2012 yıllarında Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisinde çalıştı. 2013-2014 yıllarında TURSAM Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde Genel Sekreter olarak görev yaptı. TURSAM başkanı olarak Türkiye, KKTC, Kazakistan, Kırgızistan ve diğer Türkçe konuşan özerk cumhuriyetlerde uluslararası etkinlik ve konferanslara katıldı, Türk Birliği’nin gerekliliği konusunda çok sayıda konuşma yaptı. 2014 yılında Azerbaycan Demokrasi ve İnsan Hakları Enstitüsü (www.aidhr.org ) başkanlığı görevini üstlendi. Dünyanın birçok ülkesinde Azerbaycan gerçeğini anlatmak ve Ermenistan-Azerbaycan-Dağlık Karabağ sorununun insani sonuçlarını dünya kamuoyuna sunmak için çalıştı. AGİT, AKPM, BM ve diğer etkili uluslararası kuruluşlarda Azerbaycan’ın ulusal çıkarlarının, özellikle de Azerbaycanlı mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin, ayrıca esir ve rehinelerin korunması konusunda çok sayıda konuşma ve rapor yaptı. Azerbaycan diasporasını güçlendirmek ve ermeni yalanlarıyla etkin bir şekilde mücadele etmek için bir dizi projeye imza atan Ahmet Şahidov, dünyanın çeşitli ülkelerinde Azerbaycan diaspora aktivistleriyle birlikte etkinlikler, konferanslar, eylemler ve mitingler düzenledi ve defalarca Ermenistan`ın Avrupa`daki büyükelçilikleri önünde protesto gösterilerine katıldı.
Yorum Bırakın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir