İsrail-İran gerilimi tırmanırken, Doğu Akdeniz’in stratejik dengeleri yeniden şekilleniyor. Bölgedeki çatışmalarda giderek daha görünür bir rol üstlenen Güney Kıbrıs, ada’nın güvenliğini tehlikeye sokuyor.

Ortadoğu’da sona ermek bilmeyen krizler, Doğu Akdeniz’in jeopolitik önemini bir kez daha dünya gündemine taşıdı. Bu gelişmelerin merkezinde ise, çoğu zaman tarafsız ve sessiz bir aktör gibi görünen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) yer alıyor.
Son yıllarda artan askeri iş birlikleri, ortak tatbikatlar, istihbarat paylaşımı ve tahliye operasyonlarıyla birlikte Güney Kıbrıs, İsrail’in bölgedeki güvenlik mimarisi açısından kritik bir lojistik üs haline geldi. Bu rol, yalnızca bölgedeki dengeleri değil, adanın kendi güvenliğini de risk altına sokuyor.
“Askersiz Ada” Söyleminin Arka Planındaki Gerçeklik
Bir dönem “adanın askersizleştirilmesi” ve hatta “Türk askerinin adadan çekilmesi” gibi söylemlerle öne çıkan Rum Yönetimi, bugün İsrail’e doğrudan askeri ve lojistik destek sağlayan bir konumda. Bu tutarsız yaklaşım, ada için büyük bir güvenlik riski yaratıyor.

Ada’daki Üsler ve Batılı Güçlerin Giderek Güçlenen Varlığı
Birleşik Krallık’ın Egemen Üs Bölgeleri
Güney Kıbrıs’ta bulunan Ağrotur ve Dikelya İngiliz üs bölgeleri, 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ne eşlik eden Londra-Zürih Antlaşmaları kapsamında Birleşik Krallık’ın egemenliğinde kalmış iki ayrı askeri bölgedir. Yaklaşık 254 kilometrekarelik bir alanı kaplayan bu üsler, Orta Doğu’daki operasyonlar için uzun süredir kritik bir taktik ve lojistik merkez olarak kullanılıyor. Suriye, Libya, Lübnan, Gazze ve son olarak İran’a yönelik hava operasyonları bu üslerden koordine edildiği biliniyor.

ABD’nin Kalıcı Askeri Varlık Planı
1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında Rum tarafına uyguladığı silah ambargosunu 2020’de kaldıran ABD, Güney Kıbrıs’taki askeri varlığını kalıcı hale getirmeyi hedefliyor. Bu kapsamda, Baf’taki Andreas Papandreu Hava Üssü ile Larnaka yakınlarındaki Mari (eski Türk köyü Tatlısu) bölgesinde bulunan Evangelos Florakis Deniz Üssü, Amerikan askeri planlamasında önemli yer tutuyor.

İstihbarat ve Dinleme Operasyonları: Kıbrıs Üzerinden Küresel Takip
Snowden Belgeleri: Kıbrıs’tan Bölgesel ve Küresel Dinleme
2013’te Edward Snowden tarafından sızdırılan belgelere göre, ABD ve Birleşik Krallık, Güney Kıbrıs üzerinden Orta Doğu’daki telsiz ve uydu iletişimlerini izliyor; ayrıca denizaltı fiber optik kablolar sayesinde Asya, Afrika ve Avrupa’ya ait internet trafiğini takip ediyor.
Kıbrıs, bu dinleme ağında yalnızca bölgesel değil, Hindistan’dan Çin’e, hatta Rusya’ya kadar uzanan geniş bir istihbarat zincirinin parçası olarak değerlendiriliyor.
WikiLeaks: ABD, Akrotiri’den İsrail’e İstihbarat Topluyor
WikiLeaks tarafından yayımlanan belgelere göre, ABD istihbarat birimleri, Birleşik Krallık’a ait Ağrotur Üssü’nden havalanan keşif uçaklarıyla Gazze üzerinde İsrail adına istihbarat topluyor. Belgeler, bu uçuşların İsrail ordusunun operasyonel planlamasında doğrudan kullanıldığını ortaya koydu.
Haaretz Gazetesi: Güney Kıbrıs, Gazze’ye Karşı İsrail’e Lojistik Destek Sağlıyor
İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz, Kasım 2023’te yayımladığı bir haberde, ABD’nin Gazze’ye saldırısı için Avrupa’dan İsrail’e silah sevkiyatı amacıyla Ağrotur Üssü’nü aktif şekilde kullandığını ve bu sevkiyatların NATO ile koordineli yürütüldüğünü yazdı.
İsrail ve Güney Kıbrıs, İran’a Saldırı Simülasyonu Gerçekleştirmişti
Nisan 2024’te ise Güney Kıbrıs, İsrail ile İran’a yönelik muhtemel bir saldırıyı simüle eden bir ortak tatbikat gerçekleştirmiş, aynı hafta içinde İsrail devlet televizyonu, Katar’dan Güney Kıbrıs üzerinden İsrail’e Amerikan yapımı füze sevk edildiğini duyurmuştu.
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ise Haziran 2024 tarihinde yaptığı bir açıklamada, Lübnan’a olası bir İsrail saldırısında, Güney Kıbrıs’taki havalimanı ve askeri üslerin kullanılacağına dair istihbarat aldıklarını ve böyle bir durumun gerçekleşmesi halinde “GKRY’yi savaşın bir parçası kabul edeceklerini” açıklamıştı.

Koordinasyon İtirafı: Güney Kıbrıs Makamları Harekatların Farkında
Güney Kıbrıs’ın önde gelen gazetelerinden Haravgi’de yayımlanan bir haberde de (20 Haziran 2025) Akdeniz Uçuş Güvenliği Kurumu (FSF-MED) Müdürü Hristos Petru, Ağrotur’daki savaş uçuşlarının Kıbrıs makamlarının bilgisi ve onayıyla gerçekleştiğini açıkladı. Petru, uçuş planlarının yetkili birimlerle paylaşıldığını ve operasyonlar sırasında sürekli temas halinde olunduğunu belirtti.