İsrail ve İran arasındaki gerilimin seyrini belirleyecek bulgular, helikopter enkazında saklı olabilir mi?
İsrail ve İran arasında yıllardır süregelen vekalet savaşları son aylarda yeni bir boyut kazandı. 1 Nisan 2024’te İsrail’in Şam’daki İran konsolosluk binasına düzenlediği hava saldırısının ardından, İran’ın 13 Nisan’daki misillemesiyle gerilim iyice yükseldi.
İsrail “Savaş Kabinesi” bu misillemenin ardından toplanarak İran’a verilecek “yanıtı” görüştü. Saldırının kırmızı çizgileri belirlendi. ABD tarafından engellenmeyecek, bölgesel bir savaşa neden olmayacak ancak acı verici bir saldırı üzerinde karar kılınmıştı. Peki, bu saldırı ne zaman ve nasıl gerçekleştirilecekti? İsrail ordusu ile MOSSAD’ın saldırı planı üzerinde anlaştığı açıklandı.
Dünya İsrail’in bir sonraki hamlesini beklerken, 19 Mayıs 2024’te İran’dan helikopter kazası haberi geldi. Azerbaycan ziyaretinden dönen İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Amir Abdullahiyan’ı taşıyan helikopter düşmüştü. Kazadan sağ kurtulan olmadı
İran’ı derinden sarsan bu kaza İsrail “Savaş Kabinesi”nin belirlediği misilleme kriterleriyle uyuşuyordu. Trajik kazanın İsrail’in İran’ın misillemesine verdiği yanıt olup olmadığı uluslararası kamuoyunda tartışma konusu oldu.
Son yıllarda İran’da meydana gelen çok sayıda saldırı ve suikastın ardında İsrail istihbarat teşkilatı MOSSAD’ın olduğu biliniyor.
2018 yılında Tahran’da İran’ın çok gizli nükleer arşivini ele geçirip Tel Aviv’e kaçıran MOSSAD, 2020 yılında İran nükleer programının mimarı Dr. Muhsin Fahrizade’yi suikastla ortadan kaldırdı.
2021’de Natanz nükleer tesisine düzenlenen saldırı ve 2022’de havacılık alanında çalışan İranlı bilim insanlarının zehirlenmesi de MOSSAD’ın dikkat çekici operasyonları arasında yer aldı.
İran’ın İsfahan kentinde bulunan mühimmat üretim tesisleri ve hava üsleri de son bir kaç yıldır yine MOSSAD’ın saldırılarına maruz kaldı.
Sonuç olarak MOSSAD’ın ülkedeki sansasyonel operasyonları göz önüne alındığında, İsrail’in, helikopter kazasının makul şüphelisi olduğu değerlendirilebilir. Kazayla ilgili çok sayıda soru işareti hali hazırda yanıt bulmayı beklerken helikopter enkazından elde edilecek bulgular belki de iki ülkeyi topyekün bir savaşın eşiğine getirebilir. Bu ihtimal, en başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerini oldukça endişelendiriyor.
Kazanın bir suikast olduğunun anlaşılması/ortaya çıkması durumunda ise İran’ın buna nasıl karşılık vereceğini kestirilemeyebilir. Ancak ülke içi ve dışında yaşadığı onca sorunla mücadele eden ve kimilerine göre “kağıttan bir kaplan” olan İran’ın, ABD destekli İsrail ile doğrudan savaşmayı göze alması rasyonel görünmüyor. Reisi sonrası oluşacak yeni Tahran yönetimini ise oldukça zor zamanlar bekliyor…
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail’in Türkiye’yi hedef alacağına dair endişelerini dile getirdiği son açıklamaları ile helikopter kazasından hemen sonra yürürlüğe getirilen “Seferberlik ve Savaş Hali Yönetmeliği” konularını da bir sonraki yazımda okuyabilirsiniz...