Eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, BRT’de yayınlanan Perspektif programında çarpıcı açıklamalarda bulundu. 2025 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine aday olmayı düşündüğünü açıklayan Denktaş, “Başkanlık Sistemi”, “Kolektif Liderlik” ve Kıbrıs sorununa ilişkin “Ekonomi Odaklı Çözüm” vizyonu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, BRT’de yayınlanan Perspektif programında, Aziz Karaaziz ve Mert Özdeş’in sorularını yanıtladı.
Denktaş’ın açıklamalarından satır başları:
- Kıbrıs Sorunu: “Sorunun çözümü ekonomidir. Ekonomik yakınlaşma olacak.”
- Parlamenter Sistem: “Yürümüyor. Başkanlık sistemine geçişi tartışalım.”
- Lider Boşluğu: “Denktaş’la birlikte gitti. Kolektif liderlikle doldurulur.”
- 2020 Seçimi: “Pişman değilim. Kaybeden ben değildim, vatandaştı.”
- Cumhurbaşkanlığı Adaylığı: “Niyetliyim ama nihai kararı o günler yaklaştığında vereceğim.”
“Parlamenter Sistem Artık Yürümüyor”
Parlamenter sistemin artık yürümediğini ifade eden Denktaş, Türkiye ve Güney Kıbrıs’ta uygulanan Başkanlık sistemlerinin eksikleri ve fazlalıklarını değerlendirerek, ülkeye uygun bir sistemin tartışmaya açılması gerektiğini vurguladı:
Yıllarca siyaseti suçladık, siyasetçiyi suçladık. Sıkıntı artık anlaşılmalıdır ki sistemdedir. Parlamenter sistem dediğimiz bu sistem yürümüyor. Yani parlamenterler sistem dedik adına, anayasamızı da öyle hazırladık ama “başbakanlık sistemi” haline dönüştü. Parti başkanları sistemi haline dönüştü.”
“Bize uygun bir başkanlık sistemine geçişi neden tartışmaya başlamıyoruz? Artık ki biz de oluşturalım bir ulusal konseyi, oturalım kafa kafaya verelim ortak bir politika belirleyelim Kıbrıs sorunuyla ilgili ve bunu hep biraz ağıdan konuşmaya başlayalım Dünyayla. Niye yapmıyoruz? Çünkü aslında herkes şikayetçi olduğumuz mevcut durumdan memnun. İktidara oturmak meselesi var. Onun ötesi hikaye…
“Lider Boşluğu Var, Kolektif Liderlikle Doldurulabilir”
Kıbrıs Türk siyasetinde “lider boşluğu” olduğunu savunan Denktaş, bu boşluğun “kolektif liderlik” yöntemiyle doldurulması gerektiğini savundu. Ülkeyi yöneten hiyerarşinin birlikte karar verdiği bir yapıdan bahseden Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ben bir süreden beridir arkadaşlarımızla yaptığımız çalışmalarda kolektif liderlikten bahsediyorum. Nedir ya bu diye soranlar var. Bir kişinin ağzına bakmadığımız ama ülkeyi yöneten bir hiyerarşinin birlikte karar verdiği, birlikte halkı harekete geçirebildiği, birlikte düşündüğü, birlikte tartıştığı bir yapıdan bahsediyoruz.
Kolektif liderlik halka liderlik etme yöntemidir. Rum Yönetimi’ndeki Ulusal Konsey gibi. Geçmişte bakın bu ülkede “Koordinasyon Kurulu” diye bir kurul vardı. Denktaş döneminde çalıştırıldı, sonra Talat ve Akıncı döneminde durdu. Cumhurbaşkanı, ihtiyaç duyulduğunda; askeri komutanları, Polis komutanını, Kaymakamı, Dışişleri Bakanını, Başbakanı ve konuyla ilgili bakanları çağırırdı. Dosyalar açılır konuşulur irdelenirdi. Nasıl hareket edileceğine karar verilir, o karar bir deftere yazılır ve uygulanırdı. Kolektif liderlikten kastım budur.
“Kolektif Liderlik Çalıştayı Düzenleyeceğiz”
Denktaş, yakın zamanda “kolektif liderlik” modeliyle ilgili bir çalıştay düzenleyeceğini ve bu modeli Türkiye ile de görüşeceğini söyledi.
Kolektif liderlikten bahsettiğim işte içinde avukatı da akademisyeni de iş adamı da var sendikadan arkadaşlar da var. Sonradan siyasi bir partiye dönüşmesi amacıyla jandarmalık yapması için kurulmuş bir düzen değil aklımızdaki. Tam aksine mevcut sorunların nedeninin sistem olduğunu kabullenen, bu sistem nasıl değişirse ülkeyi daha iyi bir noktaya götüreceğinin üzerinde çalışan ve Kıbrıs sorununu da buna bağlı olarak ele alan bir yaklaşımdır ortaya koyduğumuz.
Herhalde yakın bir zamanda bu konuda bir çalıştay yapmak suretiyle daha geniş çevrelerle de paylaşacağız. Benim arkadaşlarla bir umut hareketi başlatalım diye bir düşünce döner aklımızdan.
Çalıştaydan sonra bu taslak biraz daha pişince herhalde bir sonraki adım Türkiye ile bunu oturup konuşmak olur. Buradan da mutabakatla gelinirse biliyorum ki Ankara’nın tam desteği alınır ve hareket devam eder.”
Kıbrıs Sorununa Yeni Çözüm Önerisi: Ekonomi Odaklı Çözüm
Kıbrıs sorununa ilişkin de görüşlerini paylaşan Denktaş, “Savaşarak, siyaseten veya güç paylaşarak bir çözüme ulaşmamız mümkün olmayacak. Ekonomi kaynaklı yakınlaşma olacak. Hidrokarbonun varlığı son derece önemli” ifadelerini kullandı.
Kıbrıslı Türkler ve Rumların ortaklaşa iş yapması halinde her iki tarafın da kazanacağını söyleyen Denktaş, bu sayede iki devletli yada federal çözüme varılmasa bile “daha normalleşmiş bir ortama” adım atılacağını savundu.
Şunu anlayalım artık Kıbrıs Adası üzerindeki sorunun çözümü bundan böyle ekonomiktir. Ne savaşarak, ne siyaseten, ne de güç paylaşarak bir çözüme ulaşmamız mümkün olmayacak. Ekonomi kaynaklı yakınlaşma olacak. Hidrokarbonun varlığı son derece önemli. Türkiye’nin Yunanistan’la yakınlaşmasının altında da yatan nedenlerden biridir diye düşünürüm.”
“2020’de Desteklenen Aday Doğru Değildi: Vatandaş Kaybetti”
2020 cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmaktan pişmanlık duymadığını ifade eden Denktaş, isim vermeden işaret ettiği UBP’nin adayı Ersin Tatar’ın doğru bir aday olmadığına inandığını ve vatandaşa bir alternatif sunmak istediğini belirterek “Günün sonunda vatandaş kaybetti” dedi.
Karşı durdukları aday da aslında linç edilmiş, siyaseten linç edilmiş bir konumdaydı. Yetmiş dört gazisi bir isimden bahsediyoruz, çarpışarak gazi olan, yaralanan bir isimden bahsediyoruz. “Rumcu” diye ilan etmenin hep karşısındaydım. Dolayısıyla alternatif bir isim olarak çıktım ortaya. Son bir ayda bir hazırlığım da yoktu. Çünkü parti başkanlığından ayrıldığım dönemde niyetim iki bin yirmi beşti, iki bin yirmi seçimi değil.”
“2025 Cumhurbaşkanlığı Seçimine Aday Olabilirim”
Denktaş, 2025 Cumhurbaşkanlığı seçimine aday olma ihtimalini de açıkladı. Nihai kararını seçim yaklaştıkça vereceğini belirten Denktaş, şu anda hazırlıklarını sürdürdüğünü söyledi.