Kuzey Kıbrıs’ta yükseköğretimdeki sorunlar ve öğrencilerin karşılaştığı zorluklara dair çarpıcı tespitlerde bulunan Eğitim Uzmanı Emrah Adaklı, “Yükseköğretim Adası” olma hedefinin tehlikeye girdiğine dikkat çekerek, çözüm önerilerini Kıbrıs Raporu için kaleme aldı.
Ülkede yükseköğretim sektörünün gelişiminin sürdürülebilirliği konusu son yıllarda giderek tartışılır bir hal almış durumda. Öğrenci sayısındaki düşüşler, eğitimini sürdürmekte olan öğrencilerin karşılaştığı ve yıllardır çözülmeyi bekleyen sorunlar ülkenin “Yükseköğretim Adası” imajını önemli ölçüde sarmış durumda.
Yükseköğretimdeki sorunlar ve öğrencilerin karşılaştığı zorluklara dair çarpıcı tespitlerde bulunan Eğitim Uzmanı Emrah Adaklı, 21 yıllık deneyimiyle konuyu masaya yatırırken “Öğrenci Dostu Ada” projesinin hayata geçirilememesinin nedenlerini sorguluyor.
Yükseköğretim, her toplumun geleceğini şekillendiren kritik bir sektördür. Ancak, ülkemizdeki yükseköğretim sisteminin öğrencilerin taleplerine yeterince yanıt verip veremediği konusu günden güne daha fazla tartışılır bir hal almış durumdadır. “Öğrenci Dostu Ada” projesinin hayata geçirilememesi, gerçek öğrenci nüfusunun azalması gibi sorunlar bu konuda düşündürücüdür.
Yükseköğretim sektöründe 21 yıldır görev yapan bir eğitimci olarak öğrencilerin gereksinimlerine duyarlı bir yaklaşımın şart olduğunu savunuyorum. 2000’li yılların başlarında adada eğitim almış bir öğrenci olarak dönemi günümüz ile mukayese ettiğimde o günlerin değerini bugün bir eğitimci olarak şimdi daha iyi anlayabiliyorum.
O yıllarda adaya ulaşım çok daha kolay ve ucuzdu. Altı farklı havayolu şirketi hizmet veriyor ve öğrencilere bütçe dostu seçenekler sunuyordu. Ancak şimdi, sadece iki havayolu şirketiyle çok daha yüksek rakamlar nedeniyle öğrenciler, aileleriyle görüşmek için ülkelerini yılda sadece bir kez ziyaret edebiliyor.
Ayrıca sadece beş üniversitemiz vardı. Kontenjan limiti, sınırlandırması denen bir kavram yoktu çünkü ülke kalkınması için yükseköğretim özerk bir durumu temsil ediyordu. 2005’ten sonra YÖK’ün sınırlamalarıyla karşı karşıya kaldık. Bir örnek verecek olursak ; 2003’te yedi bin yeni öğrenci kabul eden bir üniversitemiz şu an bin beş yüz öğrenciyi ancak alabiliyor. Neden mi? İşte yukarda saydığım sebeplerden dolayı. YÖK’ün kontenjan sınırlamaları, puan ve baraj sıralaması uygulamaları, astronomik ulaşım bedelleri ve en önemlisi de barınma sorunu yani yüksek kira bedelleri…
Peki, neden “Öğrenci Dostu Ada” projesi hayata geçirilemedi?
İdeal bir öğrenci dostu ada nasıl olabilirdik?
Yükseköğretim Denetleme ve Akreditasyon Kurulu (YÖDAK), Milli Eğitim Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve belediyelerden acil olarak beklentilerimiz şunlardı:
- Ada’ya ulaşımda uçak ve feribot seferlerinin artırılması ve öğrenci dostu fiyat tarifelerinin uygulanması.
- Girne ve Lefkoşa gibi öğrenci nüfusunun yoğun olduğu şehirlerde özel yurt ve devlet yurdu projelerinin teşvik edilip hayata geçirilmesi.
- Ev kira bedellerinin öğrenci dostu bir standarda getirilmesi ve yasal düzenlemelerle denetlenmesi.
- Şehir içi ulaşımda öğrencilere indirimli abonman sisteminin uygulanması ve belediyelerin şehir içi ulaşımı düzenlemesi.
- Tüm şehirlerde öğrenci dostu merkezi restoranların açılması ve restoran/kafelerden indirimli faydalanma imkanının sunulması.
Bu maddeler, öğrencilerin genel sorunlarını yansıtan ve toplumun birçok kesiminden insanların katkı sağlayabileceği önemli konuları içermektedir. Bu sorunlarla karşı karşıya olanlar olarak, yetkililere defalarca aktarıyor ve çözüm önerileri sunmaya çalışıyoruz.
Dünyayı yeniden keşfetmek zorunda değiliz. Ülkede öğrenci dostu bir yapıyı oluşturabilmek adına acil bir eylem planı oluşturarak bu yönde adımlar atmamız gerekiyor. Eskişehir’in “Öğrenci Memnuniyeti” listesinde her yıl neden birinci sırada yer aldığını ve benzer bir başarıyı elde edebilmek için neler yapabileceğimizi düşünmeliyiz. Başarmak istemek, başarının yarısıdır.
Siyaset, topluma hizmet etmek amacıyla bilimin ve uzman görüşlerinin ışığında var olmalıdır. Topluma ve lokomotif sektörlere hizmet eden bir siyaset anlayışı, kalkınmanın ve refahın öncüsü olacaktır.
Bu vesileyle, 2023-24 Akademik yılının ülkemize, üniversitelerimize ve değerli öğrencilerimize hayırlı, uğurlu ve başarılı olmasını diliyor ve Kıbrıs Raporu’na teşekkür ediyorum.