Türkiye’deki Seçimler ve Kıbrıs Denklemi

Efdal Keser
Görüntülemeler
7 dk okuma süresi

Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimlerinin sonucu Türkiye’nin Kıbrıs politikasını nasıl etkiler? Radikal bir değişiklik söz konusu olabilir mi? Gazeteci-Yazar Efdal Keser yazdı…

Türkiye’de seçmenler 14 Mayıs’ta sandık başına gidecek. Seçmenler hem Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı’nı hem de parlamentoda 5 yıl görev yapacak Milletvekillerini seçecek. Kıyasıya bir yarış devam ederken Türkiye’de halkın iki ana birleşen etrafında kutuplaştığı ise gözden kaçmıyor.

Türkiye’deki tarihi seçim elbette Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) de yakından takip ediliyor. Bunun birinci nedeni seçimlerden sonra “Türkiye’nin Kıbrıs politikasında değişiklik olur mu veya bir esnama gündeme gelebilir mi?” sorusuna aranan yanıttır. Bir diğer neden ise iki ülke arasındaki ilişkilerin nasıl seyredeceğidir. Haberimizde Türkiye’nin Kıbrıs politikasının değişip değişmeyeceğini analiz edeceğiz ama siyasi gözlemciler iki ülke ilişkilerinin de en az Kıbrıs konusu kadar önemli olduğuna dikkat çekiyorlar.

Ad image

‘Cumhur İttifakı’

Türkiye’nin Kıbrıs konusuna bakış açısının değişip değişmeyeceğini irdelerken Cumhur ve Millet İttifaklarının paydaşlarına bakmak gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yeniden aday gösteren Cumhur İttifakı 20 Şubat 2018 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) arasında kurulan seçim ittifakıdır. Daha sonra bu ittifaka Büyük Birlik Partisi (BBP) de dâhil oldu.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ile görüştü.

2023 seçimlerine giderken, Güven Adalet ve Aydınlık Partisi (GAAP), Vatan Partisi (VP) ve Yeniden Refah Partisi (YRP) ve Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Cumhur İttifakı’nı destekleme kararı kaldı.

Bu kapsamda HÜDA PAR ve YRP, 14 Mayıs’taki seçimde cumhurbaşkanı adayı göstermeyerek, Erdoğan’ı destekleyecek. Yeniden Refah Partisi ise Cumhur İttifakı’na resmen katıldığını açıkladı.

Ad image

‘Millet İttifakı’

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ise beklenildiği gibi İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in muhalefetine rağmen bulunan formül ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Millet İttifakı, 5 Mayıs 2018 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi (SAADET) ve Demokrat Parti (DP) arasında kurulan seçim ittifakıdır. Daha sonra Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) ve Gelecek Partisi (GP) ittifaka katıldı.

Cumhuriyet Halk Partisi’nden ayrıldıktan sonra Memleket Partisi’ni kuran CHP’nin geçen seçimlerdeki Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ise yine Cumhurbaşkanlığına aday oldu. İnce, ikinci tura Kılıçdaroğlu’nun kalması halinde ise onu destekleyeceğini resmen açıkladı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Liberal Demokrat Parti (LDP), Türkiye Değişim Partisi (TDP), Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) gibi partiler Kılıçdaroğlu’nu destekleyecek. Elbette her iki ittifaka destekler daha da artacaktır.

‘Cumhur İttifakı’ Kazanırsa Ne Olur?

Türkiye’de sandıklar kurulmadan önce genel durumun görüntüsünü geniş açı ile fotoğrafını çektikten sonra seçimlerden ardından “Kıbrıs politikası ne olur?” sorusunun yanıtlarına bakalım. Çünkü her iki ittifakta yer alanların görüşleri elbette ki dış politikada ve bununla beraber Kıbrıs konusuna bakış açısında da önem taşıyor.

Kimi siyasi gözlemcilere göre Cumhur İttifakı Meclis’te çoğunluğu sağlar ve onun adayı mevcut Başkan Recep Tayyip Erdoğan seçilirse AK Parti, ilişki içinde olduğu ülkelere karşı daha güçlü ve daha talep kâr olacak. Bu da mevcut Kıbrıs politikasındaki ‘İki Devletli Çözüm’ istencini daha da ileri taşımasına neden olacak.

Aynı siyasi gözlemciler, Türkiye’nin bu konuda KKTC’nin tanınması için girişimlerde bulunmaya başladığını anımsatırken bu çerçevece Türk Devletleri Teşkilatı’na (TDT) gözlemci üye olarak kabul edilmesinde büyük rol oynadığına dikkat çekti. Seçimlerden sonra Erdoğan’ın zafer kazanması halinde bu tür girişimlerin artacağı üzerinde duran siyasi gözlemciler, bunun dünya devletleri ile Türkiye’nin arasının daha da açılması ihtimalini de göz ardı etmiyorlar.

Ad image

‘Millet İttifakı’ Kazanırsa Ne Olur?

Bir başka görüş ise Erdoğan’ın seçimleri kaybetmesi ve parlamentoda azınlığa düşmesi ile ilgili senaryodur. Millet İttifak’ına göre “Erdoğan yönetimi dış politikada başarısız oldu ve bu nedenle Türkiye yalnızlaştı”. Bu görüşe işaret eden Cumhur İttifakı karşıtları Erdoğan’ın başarısızlığı nedeniyle Türkiye’nin AB ve ABD ile ilişkileri kopma noktasına geldi ve bu durum Kıbrıs politikasını da çok etkiledi. Akdeniz’deki zenginliklerden yararlanılamamasının nedeni de yine bu kopukluğun getirdiği restleşme. Kıbrıs konusunda durağan bir sürece girilmesinin Rum tarafının tutumundan da kaynaklandığını göz ardı etmeyen karşıt görüş, buna rağmen 85 milyonluk Türkiye’nin dünyadan kopuk yaşayamayacağına, bu nedenle Kıbrıs konusu da dâhil dış politikada siyaset değişikliğine gidilmesi gerektiğine vurgu yapıyorlar.

‘Kıbrıs Milli Politikadır’ Yaklaşımı

Bazı siyasi gözlemciler ise Millet İttifakı’nın CHP’den sonra en fazla oya sahip partisi olan İyi Parti’nin milliyetçi duruşuna dikkat çekiyorlar. Aynı gözlemciler CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun resmi KKTC ziyaretlerinden birinde Kıbrıs Türkünün hür ve bağımsız yaşama hakkı olduğunu, bu amaçla Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın verdiği mücadeleye dikkat çektiğini anımsattılar.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve heyetini kabulu – Fotoğraf: KKTC Cumhurbaşkanlığı

Kılıçdaroğlu’nun bu ziyaretinde , “Bizim üzerimize düşen bir görev varsa yerine getirmeye hazırız. Türkiye’de Kıbrıs politikası milli bir davadır. Siyasi partiler arasında görüş farklılıkları yoktur.” ifadelerini kullandığına da işaret ettiler. Aynı kişiler, bu açıdan Kıbrıs konusuna bakıldığı takdirde mevcut durumun devam edeceğini, bunun değişmesinin ancak ve ancak Türkiye’nin AB yolunda alacağı imtiyazlarla olabileceğini söylüyorlar. Bu kişiler “Dünya önümüzdeki süreçte daha da karışacak. Türkiye belki de Rusya-Ukrayna savaşından daha da büyük savaşların ortasında kalacak stratejik bir ülkedir. Her şeyden önce kendi ülke insanının geleceğini düşünmek zorundadır. Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin haklarına halel gelmeyecek bir çözüm ve bununla bağlantılı Türkiye’nin gerektiğinde tek yanlı müdahalesini içeren bir sonuç Kıbrıs politikasına yeniden yön verebilir. Eğer Türkiye, AB içinde yer alırsa zaten her türlü sorun aşılmış olacak” diyorlar.

Rum Tarafının Tutumu

Cumhurbaşkanı Tatar, ara bölgede GKRY Başkanı Hristodulidis ile ilk kez bir araya geldi.

Kıbrıs konusuyla yakından ilgilenen bazı kişilere göre ise uzlaşı yolunda yeniden bir sürecin başlaması için her şeyi Türk tarafından beklemenin yanlış olduğu, Rum tarafının da mevcut siyasetini esnetmesi gerektiği vurgulanıyor. Aynı kişiler Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ‘Türkiye Kıbrıs konusunda siyaset değiştirirse, istifa ederim’ açıklamasının bir mesaj olduğu konusunda ise hemfikir. Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamayı neden yaptığı sorusu ise Türkiye’deki seçimlerden sonra şekillenecek dış politika ile yanıt bulacak.

Yazıyı paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir