2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 2017’de Crans Montana’da düzenlenen Kıbrıs Konferansı’nın çöküşünde dönemin İsrail Başbakanı Netanyahu’nun doğrudan rolü olduğunu açıkladı. Talat, Netanyahu’nun dönemin Rum lideri Anastasiadis’i telefonla arayarak ‘Kıbrıslı Türkleri ortak etmeyin’ dediğini söyledi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, katıldığı bir televizyon programında Kıbrıs müzakerelerinin çöküşüne dair dikkat çekici bir iddia ortaya attı.


Talat’a göre, 2017’de İsviçre’nin Crans Montana kasabasında yapılan Kıbrıs Konferansının çökmesinde dönemin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun doğrudan müdahalesi etkili oldu.

“Netanyahu, ‘Kıbrıslı Türkleri Niye Hükümete Alıyorsunuz?’ dedi”
Talat, Rum kaynaklarına dayandırdığı açıklamasında Netanyahu’nun, dönemin Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis’i telefonla arayarak görüşmeleri sonlandırmasını istedi.
Crans Montana’da Anastasiadis’in masayı devirmesinin sebebi, Netanyahu’nun telefonla arayıp ‘Deli misiniz, Kıbrıslı Türkleri niye hükümete alacaksınız? Siz zaten dünyada Kıbrıs’ı tek başınıza temsil ediyorsunuz, niye ortak ediyorsunuz?’ demesidir. Rumlar bunu bana bizzat anlattı.”
Talat, bu iddianın Rum kamuoyunda da konuşulduğunu ancak Rum medyasının konuyu “özellikle yansıtmamaya” çalıştığını belirtti.

“İsrail, Güney Kıbrıs’ta Devlet Kurumlarına Sızdı”
İsrail’in Güney Kıbrıs’ta artan nüfuzuna dikkat çeken 2. Cumhurbaşkanı Talat, “İsrail’in devlet kurumlarına kadar sızdığını iddia etti:
İsrail’in kuruluş yıldöümünde bir Rum ilkokul’nda kutlama törenleri yapıldı, bunu İsrail Büyükelçiliği yönetti. O yüzden AKEL Genel Sekreteri İsrail tehlikesine dikkat çeken bir açıklama yaptı. Evet, Israil devlet kurumlarına da sızdı. Bu çok önemli bir şey. Tabi, Kıbrıs’ın da vadedilmiş topraklar arasında yer aldığı ifade ediliyor. Bu Rumlarda bir silkinme yarattı doğrusu. Ama Rum lider Hristodilidis yeminli bir ‘Amerikancı’, ‘Batı’cı olarak pozisyonunu koruyor.
“Kıbrıs’ın Güneyi ‘Batı’nın Askeri Üssüne Dönüştü”
Güney Kıbrıs’ın son dönemde ABD, Fransa ve İsrail’le geliştirdiği askeri ilişkilerin “Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası” ve Garanti Antlaşması’na açıkça aykırı olduğunu anımsatan Talat, “Adanın silahlandırılması, başka ülkelerle askeri anlaşmalar yapılması, anayasa gereği yasaktır. Milli Muhafız Ordusu bile anayasaya aykırıdır. Ama yapılıyor, çünkü biz hiçbir diplomatik tepki göstermiyoruz” dedi.
Talat, Türkiye ve KKTC’nin bu gelişmeler karşısında etkisiz bir diplomasi yürüttüğünü, geçmişte ABD büyükelçisine doğrudan protestolar yapılırken bugün yalnızca tepkinin “basın açıklamalarıyla geçiştirildiğini” söyledi.

“ABD, Kendi Büyükelçisini Öldüren Rumları Affetti”
Talat, ABD’nin 1974’te Güney Kıbrıs’a uyguladığı silah ambargosunun nedenini de hatırlattı:


“1974’te Rumlar, Amerikan Büyükelçiliğini bastı, büyükelçiyi öldürdü. Amerika yıllarca ‘Faili bulun, yargılayın’ dedi. Yapmadılar ve ABD silah ambargosu koydu. Şimdi yıllar sonra Amerikalılar, büyükelçilerini öldüren Rumları affetti.”


