KKTC’nin savunma doktrininin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini yazan Gazeteci Aziz Karaaziz, barışa engel olacağı düşüncesi ile Annan Planı döneminde kaldırılan Savunma Bakanlığı’nın da yeniden tesis edilmesi gerektiğini savundu.
İlk başlarda vardı.
Savunma Bakanlığı..
Dışişleri Bakanlığı ile birlikte, Dışişleri ve Savunma Bakanlığı şeklinde yürütülüyordu.
Sonra kaldırıldı.
Dışişleri Bakanlığı yalnız kaldı.
Daha doğrusu, yalnız bırakıldı.
Yanlış hatırlamıyorsam, CTP hükümeti döneminde Sayın Mehmet Ali Talat’ın başbakanlığında oldu bu.
Ama sonradan çok hükümetler geldi, geçti.
En sağından en soluna, piyasadaki tüm partilerimiz hükümet oldu.
Ama bir türlü Savunma Bakanlığı geri gelmedi.
Kaldırıldığı dönem meşhur Annan Planı dönemiydi.
O dönemde “savunma” kelimesinin bir bakanlıkta yer almasının “barış”a engel olacağı düşünülmüştü belli ki.
Kaldırdık “savunma” kelimesini ama yine de “barış” olmadı.
Hala savaştayız.
Barış olmuyorsa savaş vardır.
Düz mantık bizi buraya getirir.
Şaka bir yana, Kıbrıs’ta 1974’ten beridir ne savaş var ne de savaş ortamı.
Aksine ada tarihinde belki de hiç görülmemiş bir barış ve huzur ortamı yaşanmakta.
Tabii ki bunu, farklı devletlerin ya da medeniyetlerin aynı anda olduğu dönemleri göz önünde bulundurarak söylemekteyim.
Çünkü çok iyi biliyoruz ki 500 yılı aşkın Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Kıbrıs adası barış ve huzur içerisindeydi.
Ama şimdi durum farklı.
İki ayrı devlet, iki ayrı millet ve iki ayrı halk var.
Ama buna rağmen huzurluyuz.
Sebebi malum, tekrara gerek yok.
Ancak bu durumun değişmeyeceğinin garantisini kimse veremez.
Biz bu durumu garanti altına alabiliriz sadece.
Bunun yolu da son gelişmeleri doğru okumaktan ve gerekli adımları atmaktan geçmekte.
Hemen yanı başımızda insanlar çoluk çocuk demeden katledilmekte.
Hem de dünyanın gözü önünde ve neredeyse canlı yayında.
Diğer yandan Ukrayna-Rusya savaşı gözlerden uzak tüm yakıcılığıyla sürmekte.
Tüm bunları dikkate almamız ve özellikle de savunma doktrinimizi yeniden gözden geçirmemiz şart.
Elbette Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun Silahlı Kuvvetleri bunu yapmaktadır.
Ama bizim de buna katkı koymamız lazım.
Bunun için de öncelikle hala neden kaldırıldığını hala anlamamış olduğum Savunma Bakanlığı’nın yeniden tesis edilmesi şarttır.
Böylelikle KKTC’de savunma adına atılacak tüm adımların iki ülkenin savınma işbirliği çatısı altında olduğunu ve Kıbrıs Türk Halkı’nın savunma ihtiyacının uluslararası koşullarda karşılanmakta olduğunu herkese gösterebiliriz.
Bu çok önemlidir.
Bugün hemen Dışişleri ve Savunma Bakanlığı tesis edilmeli ve yarın da Türkiye Cumhuriyeti ile savunma işbirliği anlaşmaları imzalanmalıdır.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin garantör olarak kara gücü şeklindeki varlığı, deniz ve hava üssü ile takviye edilmelidir.
Çünkü bugün artık tehdit sadece Ada içerisinde değildir.
Ada dışından, havadan ya da denizden, ya da her üçünden de, kara-deniz-hava yoluyla tehdit altında alınabiliriz.
KKTC bir devlet ise, ki bana göre öyledir, bunu yapmamız şarttır.
Ardından diğer bazı bakanlıklarımızda da günün koşul ve gereklerine göre düzenleme yapmalıyız.
Ama önce savunma!
Diğerleri de ardından gelecektir.