Türk Devletleri Teşkilatı’nın üç önemli üyesi Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın Güney Kıbrıs’a büyükelçi atamasının ve Kırgızistan ile Tacikistan’ın da BMGK’nin 541 ve 550 sayılı kararlarına bağlılıklarını belirterek KKTC ‘yi tanımayacakları taahhüdünde bulunmaları KKTC’de şok yarattı. Gazeteci-yazar Sabahattin İsmail, AB’nin 12 milyar Euro’luk yatırım vaadiyle Türkistan devletlerini “KKTC karşıtı taahhüde zorladığını” belirterek, KKTC’nin tanınma umutlarının darbelendiğini ifade etti. BM, ABD ve AB’nin KKTC’nin tanınmasını engellemek için baskı, tehdit, şantaj ve vaat politikası uyguladığını belirten İsmail, yeni bir politika önererek, Türkiye ile KKTC arasında Özerk Devlet Anlaşması imzalanması çağrısı yaptı.

Avrupa Birliği ile Orta Asya ülkeleri arasında 3-4 Nisan’da Semerkant’ta düzenlenen 1. AB-Orta Asya Zirvesi, Kıbrıs meselesinde ciddi bir kırılma noktası oldu.
Zirveye ev sahipliği yapan Özbekistan’ın yanı sıra Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın, AB ile ortak bildiride BM Güvenlik Konseyi’nin 541 ve 550 sayılı KKTC karşıtı kararlarına bağlılıklarını teyit etmesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde derin hayal kırıklığı yarattı.

Zirveden kısa bir süre önce, Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne büyükelçi atamaları ise dikkat çekti. Böylece Türk Devletleri Teşkilatı’na (TDT) üye üç ülke, KKTC’nin varlığını fiilen dışlayan bir diplomatik pozisyon almış oldu.

İsmail: Bizi 12 milyar Euro’ya sattılar
Konuyla ilgili dikkat çeken bir çıkış, merhum Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın eski danışmanı ve deneyimli gazeteci-yazar Sabahattin İsmail’den geldi. “Türk Ulusunu ve Kıbrıs Türk Halkını çok üzen” bu gelişmeyi değerlendiren İsmail, AB’nin 12 milyar Euro’luk yatırım paketi uğruna “kardeş ülkelerin KKTC’yi tanımamayı taahhüt ettiğini” ve “Türkiye’yi kınayan BM kararlarına imza attıklarını” söyledi.

“Tarihi adım atılmalı: Özerk Devlet Anlaşması”
İsmail, yazısında Türkiye’ye radikal bir öneri sunarak, KKTC ile Türkiye arasında “Özerk Devlet Anlaşması” yapılmasını gündeme getirdi. Bu formüle göre KKTC, iç işlerinde özerk bir yapıya sahip olacak; dışişleri, savunma ve enerji politikalarında ise Türkiye’ye bağlı hareket edecek. İsmail bu öneriyi, rahmetli Bülent Ecevit’in gündeme getirdiğini de hatırlattı.
İlk kez rahmetli Bülent Ecevit’in gündeme getirdiği bu anlaşma yapılırsa, KKTC dışişleri, savunma ve enerji politikalarında Türkiye’ye bağlı, içte ise ÖZERK bir devlet olarak yoluna devam edecektir. Bunun dünyada birçok örneği vardır.
Tanınmayı engelleyenlere verilecek en anlamlı yanıt, Türkiye-KKTC entegrasyonunu her alanda bir adım daha ileri götürmektir. KKTC’nin Bağımsız, egemen bir devlet olarak tanınmasını baskıyla, tehdit ve şantajla engelleyenler, bizi teslim olmaya zorladıklarını sanmasınlar.

İsmail, “Tanınmayı engelleyenlere verilecek en anlamlı yanıt, Türkiye-KKTC entegrasyonunu bir adım daha ileri götürmektir” diyerek, “Tarihi bir tercih yapılmalı: Ya KKTC tanınacak, ya da Hatay gibi Anavatan’a iltihak yoluna gidilecek” ifadelerini kullandı.
Çaresiz bırakılırsak, Ruma teslim olmak yerine, HATAY gibi Anavatana İLTİHAKI tercih edeceğimiz bilinmelidir. Bunu onlara gösterecek bir önceki adım ise TÜRKİYE-KKTC ÖZERK DEVLET ANLAŞMASI imzalanmasıdır.
Tercihi onlar yapsın: KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak TANINMASI MI; YOKSA TÜRKİYE’YE İLTİHAKI MI tercih ediyorlar? İltihakı istemiyorlarsa, o zaman tek seçeneklerinin KKTC’NİN TANINMASINI ENGELLEMEYE SON VERMELERİ olduğu onlara açıkça ve kararlılıkla söylenmelidir.