Washington Yönetimi, Rus savaş gemilerine limanlarını kullandıran, Rus oligarların kara para akladığı ve kolaylıkla AB pasaportu cennetine dönüşen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne, 1987 yılından günümüze uyguladığı silah ambargosunu kaldırma kararı aldı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, ABD’nin Rum Yönetimi’ne uyguladığı silah ambargosunu 2023 yılı için bir yıllığına kaldırdıklarını şu sözlerle açıkladı:
“Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 2023 mali yılında yeniden ihracat ve savunma malzemelerinin transferlerinin onaylanmasına izin vermek için ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilgili mevzuat kapsamında gerekli koşulları yerine getirdiğini tespit etmiş ve Kongre’ye tebliğ etmiştir. Koşullara uygunluk yıllık olarak değerlendiriliyor. Bu tespit ve belgelendirmenin bir sonucu olarak, Bakan, 2023 mali yılında ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ için savunma ticareti kısıtlamalarını kaldırdı.”
ABD, Güney Kıbrıs’a yönelik silah ambargosunu; kara para aklama ile mücadelede düzenleme yapılması ve Rus savaş gemilerinin liman girişlerini engellemesi koşuluyla kaldırmayı şart koşmuştu.
ABD silahlarına erişimi engellenen Güney Kıbrıs envanterinde, Mi-35 saldırı helikopterleri, T-80 tankları ve Tor-M1 uçaksavar füze sistemleri gibi ağırlıklı olarak Rus yapımı silahlar bulunuyor.
Rum Lider Kararı Değerlendirdi
Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis, karara ilişkin yaptığı sosyal medya paylaşımında memnuniyetle karşıladığını belirttiği söz konusu kararı, iki ülke arasındaki gelişen stratejik ilişkilerin bir yansıması olarak değerlendirdi.
Türk Dışişleri’nden Kara Tepki Geldi
Karara sert tepki gösteren Türk Dışişleri, ABD yönetimini kararını gözden geçirmeye davet etti. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Ada’daki iki tarafın eşitliği ilkesiyle çelişen ve Rum tarafını daha uzlaşmaz kılacak bu karar, Kıbrıs meselesinin çözülmesi yönündeki çabaları olumsuz etkileyecek; Ada’da bir silahlanma yarışına yol açacak ve Doğu Akdeniz’de barış ve istikrara zarar verecektir. ABD’yi bu kararı gözden geçirmeye ve Ada’daki iki tarafa karşı dengeli bir politika izlemeye davet ediyoruz.“Her halükarda Türkiye, garantör ülke sıfatıyla, Kıbrıs Türkünün varlığını, güvenliğini ve huzurunu sağlamak amacıyla, tarihi ve hukuki sorumlulukları çerçevesinde, gerekli adımları atmaya devam edecektir.”