Birleşmiş Milletler “Barış Gücü” gerçekten Barışın Gücü’ mü yoksa Gücün Barış’ı mı?
Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü’nün Kıbrıs’taki 60. yıl dönümü törenle kutlandı. Törende, Barış Gücü’nün 1974’ten beri kullandığı Ledra Palace Otel yanına 60. yıl özel anıtı dikildi.
Anıtın soğuk mermeri Kıbrıslı Türkler için karmaşık duygular uyandırdı.
Açıkçası, 1963-1974 yılları arasında yaşanan vahşet döneminde yüzlerce masum Kıbrıslı Türk’ün katledilişine ve 103 Türk köyünün yok edilmesine kayıtsız kalan Barış Gücü’nün adadaki 60. yılını kutlamak yerine sorgulamayı tercih edenlerdenim…
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart, törende yaptığı konuşmada, anıtın 43 birlik ve 150 bini aşkın BM görevlisinin 60 yıl boyunca verdiği emeğin ve Kıbrıs’ta görev yaparken şehit olmuş 187 kişinin anısına dikildiğini söyledi.
Stewart’ın Barış Gücü’nün, Kıbrıslı Türklere yönelik soykırım girişimi karşısındaki tutumuna dair herhangi itirafta bulunacağını zaten beklemiyordum.
Anıta bırakılan çelenklerin, Kıbrıslı Türklerin derinlerdeki acılarını ve bugün hala kendilerine yönelik devam eden adaletsizliğin üzerini örtmeye yetmeyeceğini bizler gibi onlar da çok iyi biliyor.
Ledra Palace Otel’in yanında yükselen bu anıt, “barışın” değil olsa olsa daha çok geçmişteki acıların ve devam eden adaletsizliğin gerçek bir sembolü olabilir.
İşte bu yüzden 60 yıl sonra bile hala “Barış Gücü”nün, Barış’ın Gücü olarak mı yoksa “Gücün Barış”ı olarak mı adada olduğunu sorgulamaya devam ediyoruz…