“Askeri yasak bölgeyi ihlal” suçlamasıyla tutuklu bulunan 5 Kıbrıslı Rum’ın avukatlığını üstlenen Murat Metin Hakkı da Ercan Havalimanı’nda gözaltına alındı. Hakkı, “kişisel verileri yasa dışı kullanmak” ile itham ediliyor.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) “askeri yasak bölgeyi ihlal” ettikleri gerekçesiyle 19 Temmuz 2025’te tutuklanan beş Kıbrıslı Rum’un avukatı Murat Metin Hakkı, Ercan Havalimanı’nda gözaltına alındı.
- “Askeri yasak bölgeyi ihlal” suçlamasıyla tutuklu bulunan 5 Kıbrıslı Rum’ın avukatlığını üstlenen Murat Metin Hakkı da Ercan Havalimanı’nda gözaltına alındı. Hakkı, “kişisel verileri yasa dışı kullanmak” ile itham ediliyor.
- Hakkı: Yargıya Güvenim Tam
- Barolar Birliği: Süreç Şeffaf Olmalı
- Beş Rum’un Tutuklanmasıyla Başlayan Kriz
- Güney Kıbrıs’taki Tutuklamalar ve “Kısasa Kısas” İddiası
- Rumlara Gösterilen “Özel İlgi” Tartışması


Polis, Hakkı’nın yalnızca savunma göreviyle sınırlı kalmayıp, müvekkillerine Kıbrıslı Türklerin kişisel verilerini ve mülkiyet bilgilerini Güney Kıbrıs mahkemelerine taşıma talimatı verdiğini öne sürüyor. Bu nedenle “kişisel verilerin yasa dışı kullanımı” suçlamasıyla gözaltına alınan Hakkı, bugün Gazimağusa Kaza Mahkemesi’ne çıkarıldı.
Mahkeme, Hakkı’nın 200 bin TL nakdi teminat yatırması, iki kefil tarafından 500’er bin TL’lik senet imzalanması ve yurt dışına çıkış yasağı şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi.

Hakkı: Yargıya Güvenim Tam
Mahkeme çıkışında açıklama yapan Avukat Hakkı, suçlamaları kesin bir dille reddetti:
Yaklaşık 14 maldan oluşan bir liste var. Bunlardan beşi KKTC adına kayıtlı. Müvekkillerim iadeyle ilgili başvuruda bulundu. Burada kişisel veri ihlali değil, mülkiyet meselesi tartışılıyor. Yasalardaki tanımlar muğlak. Kelepçeli olarak mahkemeye getirilmem ise yalnızca bana değil, hukuk camiasına yapılmış bir hakarettir.
Barolar Birliği: Süreç Şeffaf Olmalı
Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı ise tutukluluk kararının gerekçe ve gerekliliği konusunun izaha muhtaç olduğunu savundu:
Bir avukatın ülkeye girişte derdest edilmesi ve ofisine yönelik arama kararı verilmesi ile ilgili mahkeme hangi olgu ve delillerle ikna edilmiştir? Bu sorunun cevabını bulmamız, kişisel hak ve özgürlükler ile avukatlık mesleğinin yasal imtiyazlarına yönelik bir ihlalin olup olmadığını ve varsa bunun sorumluluğunun kimde olduğunu tespit etmek açısından önemli.

Beş Rum’un Tutuklanmasıyla Başlayan Kriz
Hakkı’nın avukatı olduğu beş Kıbrıslı Rum, 19 Temmuz’da Akyar Kara Giriş Kapısı (Pergamos) üzerinden izinsiz şekilde KKTC’ye geçmişti. “Askeri yasak bölgeyi ihlal”, “kişisel verileri yasa dışı edinmek” ve “rahatsızlık vermek” suçlamalarıyla tutuklanan zanlıların üzerinde 1974 sonrası KKTC vatandaşlarına ait tapu verileri ve haritalar ele geçirilmişti.
Polis, zanlıların serbest bırakılmaları halinde “güneye kaçabilecekleri” gerekçesiyle üç ayı geçmeyecek süreyle cezaevinde tutulmalarını talep etmişti.
Güney Kıbrıs’taki Tutuklamalar ve “Kısasa Kısas” İddiası
30 Aralık 2023’te Rum arazilerinin satışı nedeniyle İtalya’da gözaltına alınıp Güney Kıbrıs’a iade edilen Avukat Akan Kürşat, hakkındaki davadan beraat etse de bu olay bir dizi yeni tutuklamanın fitilini ateşledi. Rum Yönetimi, davayı emsal göstererek KKTC’de emlak sektöründe faaliyet gösteren isimlere yönelik sistematik bir baskı kampanyası başlattı.


Avukat Kürşat’la başlayan gözaltı dalgası kısa sürede emlakçıları ve yatırımcıları da kapsayarak büyük bir krize dönüştü. Rum basını, KKTC’nin Rum avukat ve sanıklara yönelik hamlelerini bu sürece “misilleme” olarak yorumladı.
Eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da bu tabloyu “kısasa kısas” anlayışıyla değerlendirmişti:
Göze göz, dişe diş. Siz müteahhit tutuklarsanız biz de böyle yaparız anlayışı hâkim. Bu durum bana, 2000 yılı Aralık ayında Çakurmas adıyla bilinen bir Rum’un uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı düzmece iddiasıyla tutuklanmasını hatırlattı. O zaman da yine güneydeki bir tutuklamaya karşı ‘kısasa kısas’ durumu vardı. Devlet olma iddiasında olan ve üstelik tanınma talebinde bulunan bir yerin hukukunda ‘kısasa kısas’ yöntemine asla yer olamaz.

Rumlara Gösterilen “Özel İlgi” Tartışması
Kıbrıslı Türklere yönelik yıllardır devam eden siyasi ve ekonomik izolasyonlara karşı sessizlik hâkim olurken, casusluk ve mülkiyet verilerini yasa dışı elde etme suçlamalarıyla tutuklanan beş Kıbrıslı Rum için verilen yoğun destek dikkat çekti.
Özellikle Rumlarla yakın ilişkileriyle bilinen bazı siyasi ve sivil toplum aktörlerinin sanıklara kefil olma girişimleri, hukuk çevrelerinde “çifte standart” tartışmalarına yol açtı. Kamuoyunda ise, “Kıbrıslı Türklerin mağduriyetleri görmezden gelinirken, Rum sanıklara gösterilen ilgi manidar değil mi?” soruları öne çıktı.


